27 Ocak 2012 Cuma

1/2


Nihayet!

Bir şeyler yazmak  ve de paylaşmak için bir miktar dirayet buldum parmaklarımda...
Kısaca; esmer, ahmak, aşırı enerji dolu, olunmaması ya da olunamayacak kadar pozitif (polyanna filan halt etmiş ), hareketli, kibirli, hararetli, dursuz, duraksız, sarhoş, ahmak (vurgu amaçlı tekrar), miyop, şeffaf, birazda sümsük, bencil, tabusuz, kuralsız, kutsalsız, inançsız hiç bir şeyi önemsemeyen (kendinden başlayarak) yarından çok dünü; ama en çok bugünü düşünen, bir âdemoğlu olabilirim; tabi ol(a)mayabilirim de...(kendimi herkesten daha az tanımama rağmen ona hala bi taraftan güveniyor olmam insani bir çelişki midir? Bir ara kendimi bir bilene göstersem hiç fena olmaz aslında)
Benim de; git-gellerim, küçük hesaplarım, hüsnü kuruntuların, amaçsız doruklarım, çocuksu çırpınışlarım var herkes kadar belki biraz daha fazla..
Ama yukarıda kişinin kendini tanımlamak için ipe sapa gelmez açıklamalarını okuyanların (tabi eğer birisi okursa) dikkat etmesi gereken 2 nokta var. Birincisi; anlatım tarzını oturtamamış (kendisinden birinci tekil mi yoksa üçüncül olarak bahsedeceğini bilemeyen) kafası karışık bir klavyeci var karşılarında. İkinci nokta ise bu klavyeci ya da yazmaya çalışan kişi tüm kendisini tanıyanlar tarafından da çocuk olarak bilinen, çocuk kalmış ve galiba böylede ölecek bir zattır.
Zaten objektiflik diye bir şeyin olmadığını, insanların bir birini aldatarak, yanıltarak, manipüle ederek, birbirine aldanarak, salt hayatta ve ayakta kalmaya çalıştıkları bir olaylar örgüsü bir sergüzeşt kanımca hayat. Septik huylu, biraz primitif yapıdaki sıradan bir insan olarak belki olduğum gibi ve ya biraz fazlasını ya da hayalimdekini tanımlıyorumdur. Kendimi hor gördüğümü söyleyenlerde çıkabilir.
Ama kim bilir? Allah bilir… eee  o da yoksa?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder